19 Temmuz 2010 Pazartesi

Yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz - I

Kök bitkileri gelişmek için yumuşak ve mümkünse kumluca toprak sever.
Nisan ayında soğan, sarmısak ve patates ekmek için varolan otların üzerine karton ve saman koyarak yerler hazırlamıştık. Birkaç hafta sonra da kartonlarda kendimizce yeterli olduğunu düşündüğümüz boyda delikler açarak (tohum olarak patates yumrusu, arpacık soğan, dişlere ayrılmış sarmısak kullandık) tohumları ektik. 

Geçen hafta (yaklaşık 1,5-2 ay sonra) hasat ettiğimiz soğanların durumu budur. Kök bitkiler gelişebilmek için yumuşak toprağa ihtiyaç duyuyor. Toprağı gevşetmediğimiz ve üst organik tabakası henüz yeterli olmadığı için bitkiler gelişmiyor. Yaşadıklarımızdan Öğrendiklerimiz listesine bunu ekleyip seneye ekeceğimiz yerlerin hazırlığına giriştik. Havuz problemini çözmüş olmanın sevinciyle seneye damla sulama yapmayı planlıyoruz. Ekip diktiğimiz tüm alanları karavana biraz daha yaklaştırıp, daha küçük bir çemberin içinde kalmamız gerektiğini anladık. 
'En iyi gübre çiftçinin gölgesidir' deyişi deneyimlerimizle doğrulanıyor. Her gün göz attığımız bitkilerle haftada bir uğradıklarımız arasında belirgin fark var. Domateslere dadanan tırtıllarla baş etmek için rahatsız edici olarak ısırgan spreyi, yok edici olarak ellerimizi kullanıyoruz. 4-5 domatesimizi kaybettik, kalanlar bizimdir. Nohutları kimin yediğini ise asla öğrenemeyeceğiz.

Permakültürün önemli kısmı yerel bilgide gizli. Patates bitkileri boylanınca kendi ağırlıklarını taşıyamaz oldular. Köylü belli bir boya ulaştığında dibini toprakla doldurarak hem bitkiyi destekliyor hem de daha geniş kök alanıyla daha çok ürün elde ediyor. Patateslerin yan sürgünlerinin kartonları aşmakta zorlandığını ve uzayan bitkileri desteklemek gerektiğini görünce, kartonları çıkarıp (işlerini fazlasıyla görmüşlerdi) patateslerin dibini samanla destekledik. Bakalım ne olacak?

















1 yorum: