25 Mayıs 2011 Çarşamba

Mayıs ayı güzelleri...













Ahlatdede'de beyazlar hâlâ efendi!

Havuzun sakinleri













Punk is not dead!
Yavru ördekler gün boyu havuzda. Bir ördeği susuz bırakmak havasız bırakmak gibi. Yemlerini yutmak için suya ihtiyaçları var, gagaları yem kabıyla su kabı arasında hızla gidip geliyor.


Zuzu dokunulmaz olduklarını anladı uzak duruyor, biz de bir gözümüz üzerlerinde akşama kadar serbest bırakıyoruz.


Arazide yaptığımız en güzel ve kullanışlı yapı bu küçük havuz oldu. İçindeki kaya bir ada işlevi görüyor. Havuzu hayvanların suya kolay girip çıkabileceği şekilde yapmak ve arada güneşlenmek için çıkabilecekleri bir adacık koymak doğru kararmış. Ördeklerin yüzebilecekleri kadar derin, aynı zamanda saksı içinde bitkiler de koyabiliyoruz. Ördekler gezinirken bıraktıkları dışkılar sayesinde suyun bereketine bereket katıyor. Sulamak için kullandıkça boşalan havuzu dere suyuyla dolduruyoruz yeniden.

Tohum torbasından çıkanlar

Bayramiç pazarından alışveriş yaparken bir torba karışık fasulye, barbunya bulduk. 'Kalanları birleştirdim' dedi satan kadın, bizden başka alıcısı çıkar mıydı bilmem. Pişirmeden içinden tohumluk birkaç tane ayıralım diye karıştırınca 14 farklı çeşit bulduk.


Hepsinden birer tane diktik, kalanları da pişirmeye kıyamayıp tohum kutusuna koyduk. Tesadüfen elimize küçük bir hazine. Biraz kurcalasak kim bilir neler çıkacak köylülerin torbalarından?



18 Mayıs 2011 Çarşamba

Mayıs ki ne Mayıs!

Ahlatdede'den ayrılırken Nisan başında dönmeyi planlıyorduk, ancak Zuzu'nun beklenmeyen gebeliği, doğum, yavruların büyümesi ve ev bulmaları Mayıs'ın 2'sini buldu.

Geleli iki haftayı geçti, o günden bu yana olan biteni özetleyerek günlüğümüzü güncelleyelim.

Hayvan Bezelyesi
Araziyi geçen yıldan çok daha canlı bulduk. Bağ, alt havuzun yanı ve yollar dışında her yer baklagil ailesinden otlarla kaplı: Acıbakla, üçgül, hayvan bezelyesi, fiğ.

Acıbakla

Üçgül
Fiğ


Değil biçip toprağa bırakmak üstlerinde yürümeye bile kıyamıyoruz. Bu yıl bostan yapmayacağız, Ufuk'un Şubat'ta diktiği fidanların diplerine 3-5 kök salatalık, sırık domates, fasulye ekmeyi düşünüyorum. Fidanlar sulanırken onlar da nasiplenir.

Karton üstü samanla malçladığımız yerlerde malum hiçbir hayat belirtisi yok, sadece saman koyduğumuz yerlerde samanların içindeki tohumlardan tahıllar boy vermiş.
Sonuç1: Karton, yabani ot mücadelesinde çok etkili.
Sonuç2: Yabani ot bildiklerimizin hepsi azot bağlayıcı ise niye öldürmeli.

Doğal tarımla gönül bağımız giderek güçleniyor. Yer örtüsünün zayıf ya da çeşitliliğin az olduğu yerlere tohum topu atmaya devam...


















Badem yılın ürünü olmaya aday.
Geçen sene küçük bir sepeti doldurmayan bademler bu yıl 3-5 çuvalı dolduracakmış gibi görünüyor. Dün yağan dolu zarar verecek diye endişelendik, şükür ki kısa sürdü ve rüzgarda dökülen miniklerden başkasına zarar vermedi. 

Kanatlı kabilesi büyüyor.
Ördeklerimiz Eğriboyun ve Tütü, tavuklarımız Gülibik, Çilli, Vesile ve Karakız Ahlatdede'ye döndüler. Eğriboyun geldikten sonra 3 gün kulübesine yumurtladı.














Gurka yatarsa diye dokunmadık, sonra bir gün Zuzu'yu yumurtalardan biriyle oynarken gördük, ne oldu diyene kadar da yedi, kalan ikisini de biz yedik afiyetle.

O günden beri yeni yumurta yok, arazide bir yerlere yumurtluyor olabilir. Tavukların birikmiş yumurtalarını menengiçlerin altında bulduk. 

Bayramiç'de 17-18-19 Mayıs tarihlerinde Panayır kuruluyor, ilk günü hayvan pazarı, benim yüreğim dayanmadığı için gitmiyorum. Ufuk dün 4 Amerikan ördeği almış.















Zuzu yavruları önce yaladı, sonra kokladı, sonra da kovalamaca oynamak istedi. Geçen seneki kaza nedeniyle tedirginim. Hava da serin, yavrular birkaç gün karavanda sonra da Zuzu'nun ulaşamayacağı bir alanda kalacaklar. En küçük olanı iştahsız ve hareketsiz, dilerim hayatta kalmayı başarır.

Annesiz yavruları büyütmek çok zor. Doyulmaz güzellikteler ama öyle kırılganlar ki hastalandıklarında ne yapacağımızı bilemiyoruz. 

Mıntıka 1'i planladık!
Geçen yıldan beri süren gözlem ve tartışmalardan sonra Mıntıka 1'i planlamayı başardık. 
Bu arada Permakültür'e Giriş kitabı için Sinek Sekiz'e şükran duyuyoruz. Kitabı okurken parça parça kafamızda bitirdiğimiz planı bir bütün haline getirmemiz kolaylaştı.

Uygulamada küçük değişiklikler olur elbet, yine de büyük taşlar yerine oturmuş gibi.














Doğukafesotlarını çoğaltmaya çalışıyoruz.
Geçen sene bu zamanlarda dere kenarından kökleyip müstakbel gıda ormanına ektiğimiz doğukafesotlarından biri yaşıyor. Cesaret alıp, 8 yeni kök getirdik. Arazinin çeşitli yerlerine (havuz kenarı gölge, dere yatağı gölge, gıda ormanı fidanaltı vb.) diktik. Biri dışındakiler yaşam mücadelesi veriyor, geçen sene gelen de epey direnmişti. Derekıyısıçınargölgesi sevdiklerini biliyoruz şimdilik tam istediklerini veremesek de elimizden geleni yapacağız.