15 Eylül 2010 Çarşamba

Karpuzun başına gelenler

Mayıs ayında elimizdeki tüm tohumları oraya buraya saçarken, 'bu kadar ürünü kim yiyecek' diye düşünüyorduk. Öncelikle o kadar ürün olamadı. Sebeplerini -en azından anladıklarımızı- önceki yazılarda ele aldık, az buçuk yetişenlerin de taliplisi o kadar çoktu ki bize kalmadı.

Bal kabağı, fasulye, barbunya ve patatesleri tarla farelerine kaptırdık. Bize çok görünen tohum ve fidelerin toprağın gerçek sahipleriyle paylaşmak için çok az olduğunu anladık. Önümüzdeki yıl çok daha fazla tohum atacağız, fareler için de caydırıcı önlemler düşünmemiz gerekecek.

Karpuzlara gelince... 5 ayrı yere, 6'şar tohum ekmiş, bitkiler geliştiğinde 3'er tane bırakmıştık. Yani 15 kök karpuz bitkimiz vardı. Hemen hepsi meyve verdi ve çoğunu fareler yedi. Kalan iki tanesini göz hapsinde tutuyorduk ki bir gün bununla karşılaştık.













"Fareler... onlardan başkası olamaz" diye düşündük önce. Fare yuvalarına kadar sürüklenmiş minik karpuzlar görmüştük birkaç kez.

Ancak işin bir çeteye ait olduğunu anlamamız uzun sürmedi. Evet, karpuzda ilk deliği fareler açıyordu, ardından devreye ördekler, Zuzu, son olarak da karıncalar giriyordu.

Anlaşılan seneye sadece fareler için değil, çetenin tamamı için çare bulmamız gerekecek.

2 yorum:

  1. Yalniz paylasim ve yardimlasma organizasyonu super! Insanlar bile bu kadar organize olamiyor simdiki zamanda...

    YanıtlaSil
  2. Haklısın, herkes kendi payına düşenle yetinseydi kimse aç uyumazdı.

    YanıtlaSil