Ah ne kadar uzun zaman olmuş yazmayalı...
Arayı kapatmak zor, yine kolayına kaçıp kısa bir özet ve birkaç fotoğrafla devam edeceğim. Yazın sonuna vardığımızda ev hâlâ içine girilecek hale gelmemişti ki, sabrımızın son damlalarını özenle kullanarak Kasım ayında eve girmeyi başardık. Kuzinenin önüne matları serip, uyku tulumunda yatarak başladık işe, derken kanepesi, perdesi, güğümü tenceresi, masası kütüphanesi ile tastamam oldu evimiz...
Sonra malumunuz kış.. beklediğimizden daha sert ama kolay geçti. Bunları yazarken penceremin önündeki bademin çiçeklerine konan arıyı fark ediyorum. İki gündür bahar, börtü böcek, kertentele, kelebek hepsi ortalıkta. Geride kalan tüm zor zamanlar kolay mı görünüyor insanın gözüne? Yok, yok değil. Gerçekten sıcak ve huzurlu bir kış geçirdik.
Saha içerde...
Zuzu dışardaydı çoğunlukla...
Sularımız sık sık, yumurtalar ara sıra dondu...
Gelenimiz gidenimiz, haliniz nicedir diyenimiz boldu.
Şimdi önümüz bahar, yapacak bir dolu işimiz ve şükür hepsine yetecek hevesimiz var.
Epey önce farkedip işaretlemiştim blogunuzu ama şimdi oturup hepsini okumak kısmet oldu. Baştan sona okudum hikayenizi. Bir sürü soru oluştu kafamda. Şimdi nasılsınız diye merak ettim. İyi ki yazdınız. Lütfen arayı çok açmayın.
YanıtlaSilGeçen yıl tek bir güneş paneli ile idare ediyorduk, geceleri bilgisayarı kullanmak mümkün olmuyordu. Evle birlikte güneş enerjisi sistemini büyütmemiz gerekti, 2 panel, 2 akü ve invertör aldık. (Ufuk bunu bir ara yazmalı, bize söylenenin yarısı büyüklüğünde bir sistemle bütün enerji ihtiyacımızı karşılıyoruz) Artık geceleri de bilgisayarı kullanabileceğiz, bütün bunları daha sık yazacağız anlamında söylüyorum.
YanıtlaSilEvet arayı fazla uzatmayın, her ne kadar bizimkisi şimdilik ütopya gözüksede, siz yola koyuldunuz ve gözlerimiz yollarda öylece bekliyoruz. Kesinlikle güneş sistemi hakkında bilgilerinizi ve tecrübelerinizi de detaylı bir şekilde paylaşırsanız çok mutlu oluruz. Donduran bir kışın ardından bahara merhaba deyip hevesle bakmanız bizleri de çok mutlu etti.
Sil