Ah ne kadar uzun zaman olmuş yazmayalı...
Arayı kapatmak zor, yine kolayına kaçıp kısa bir özet ve birkaç fotoğrafla devam edeceğim. Yazın sonuna vardığımızda ev hâlâ içine girilecek hale gelmemişti ki, sabrımızın son damlalarını özenle kullanarak Kasım ayında eve girmeyi başardık. Kuzinenin önüne matları serip, uyku tulumunda yatarak başladık işe, derken kanepesi, perdesi, güğümü tenceresi, masası kütüphanesi ile tastamam oldu evimiz...
Sonra malumunuz kış.. beklediğimizden daha sert ama kolay geçti. Bunları yazarken penceremin önündeki bademin çiçeklerine konan arıyı fark ediyorum. İki gündür bahar, börtü böcek, kertentele, kelebek hepsi ortalıkta. Geride kalan tüm zor zamanlar kolay mı görünüyor insanın gözüne? Yok, yok değil. Gerçekten sıcak ve huzurlu bir kış geçirdik.
Saha içerde...
Zuzu dışardaydı çoğunlukla...
Sularımız sık sık, yumurtalar ara sıra dondu...
Gelenimiz gidenimiz, haliniz nicedir diyenimiz boldu.
Şimdi önümüz bahar, yapacak bir dolu işimiz ve şükür hepsine yetecek hevesimiz var.