7-8 Mart 2010
Ahlatdede
Bir ay önce sipariş ettiğimiz karavan, söz verildiği tarihte, önünde hesapladığımızdan daha uzun bir çekici araç marifeti ile Ahlatdede'ye ulaştı. Bir gün önce Ufuk'la araziye giriş için uygun bir yer belirlemiş, tepelerle çukurları doldurarak yolu düzeltmeye çalışmıştık. Bu işi yeterince iyi yapamadığımız bir yerde karavanın kıçı oturdu. Epeyce debelendikten sonra köyden gelen traktör sayesinde karavanı yerine taşıdık, çekiciyi kurtardık. Bütün bunlar olurken bazı ağaçları hoyratça budamamız, gencecik bir bademi de kesmemiz gerekti, yüzlercesini ekmeye geldiğimizi düşünerek acımızı azaltmaya çalıştık.
Manzarasına doyamadığımız rüzgarlı tepeye, kocaman, beyaz, plastik bir kutu koymak da hiç hoşumuza gitmedi doğrusu, ancak Ahlatdede çiftliğini nasıl kuracağımızı planlamak için zamana ihtiyacımız var, bu zaman içinde de toprakta en az değişikliği yaratmak istiyoruz. 1. bölge olarak kutsadığımız rüzgarlı tepeyle ilgili ilk şüphelerimiz oluştu bile. Karavanı yerleştirdikten bir gün sonra çevresine tel çekmek için gittiğimizde, Tekirdağ'da yağan kar öyle soğuk bir rüzgar estiriyordu ki, günün sonunda köy kahvesinde çay içip ısınırken bilenler onayladı "hee ya öyle esintilidir oralar" En çok 4 saat çalıştık, saat başı da karavana girip 5-10 dakika ısındık. İçeride ısıtıcı yok, ancak rüzgarın kesilmesi bile yeterince dinlendirici. Diğer özellikleri ile 1. bölge olmak için en ideal yer gibi görünse de bütün mevsimleri görmeden adını koyamayacağız anlaşılan.
İlk yıl sebze tarhları, şifalı bitki sarmalı ve tavuk traktörü dışında hiçbir şey yapmayıp arazinin tasarımı üzerinde çalışacağız. Ancak Maho'nun (Mollahasanlar'da arazi alan arkadaşımız) verdiği 36 pavlonia fidanını geri çeviremedik. Fidanları arazinin en alçak yerleri olan doğu ve kuzey sınırlarına paylaştırmaya karar verdik ve şimdiden sulama için dertlenmeye başladık. İşte tam da bu yüzden, permakültürün temel ilkelerini harfiyen uygulamamız gerekiyor. Önce yağmur hendekleri hazırlanacak, yüzey bitkileri, çalılar, destek ağaçları derken fidanlar... Sonbaharda tasarımın ana hatları belirlemiş ve Bozburun'a dönmeden gıda ormanının temellerini atmış olmayı umuyoruz.